Resesyon Nedir?

Resesyon Nedir?

Ekonominin durağanlaşması sonucu ortaya çıkan resesyon İngilizcedeki “recession” kelimesinden dilimize geçmiştir. En genel tanımıyla ekonomik faaliyetlerde meydana gelen durgunluk şeklinde ifade edilir.

Durgunluk dönemleri, ülke ekonomileri adına olumsuz sonuçlara sebep olabilir. İşsizliğin artması, yerel para biriminin değer kaybetmesi ve mevcut alım gücünün düşmesi resesyon döneminde görülebilen negatif durumlar arasındadır.

Tüm makroekonomik süreçleri yakından etkileyen durgunluk uzun sürdüğünde bu durum resesyon halini alır. Resesyon dönemi içerisinde ülkenin ekonomik faaliyetlerinde gözle görülür oranda daralma gerçekleşir. Tüketim harcamaları ve gayri safi yurt içi hasıla oranları azalırken işsizlik oranı artış gösterir.

Durgunluk dönemi genellikle hızlı büyüme dönemlerinden sonra meydana gelir ve en az birkaç çeyrek dönem süresince devam edebilir. Küresel krizler, doğal afetler ve şirket iflasları durgunluk dönemine neden olan faktörler arasında bulunur.

Peki, dünya ekonomisinde negatif süreçlere yol açan resesyonun nedenleri, belirtileri nedir ve resesyondan korunma yolları nelerdir? Gelin, ekonomi literatüründe en temel kavramlardan biri olan resesyona dair merak edilen tüm detayları birlikte inceleyelim.

Resesyonun Nedenleri

Durgunluk dönemi, ekonominin zayıflaması ve genel ekonomik döngülerde düşüş şeklinde yorumlanır. Bu tip dönemlerde büyük şirketler üretim faaliyetlerini azaltırken bireyler ise tasarruf yolunu seçer.

Ülke ekonomilerinin resesyona girme nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • İşsizliğin artması
  • Üretim faaliyetlerinin önemli oranda azalması
  • Kişi başına düşen milli gelir oranının durağan hale gelmesi veya azalması
  • Ekonomik faaliyetlerde ortaya çıkan durağanlaşma veya gerileme belirtileri
  • Ekonomik büyüme oranının nüfus artış hızına oranla azalması

Tüm bu nedenler ülkelerin ekonomik durgunluk yaşamasına sebep olan başlıca etmenlerdendir.

Resesyon Dönemlerinde Borsa

Ülke bazında yaşanan resesyon dönemlerinde borsalar da genel olarak negatif bir seyir izler. Borsa endeksinde düşüşlerin gerçekleştiği bu dönemde hisse senedi fiyatlarında değişen oranlarda geri çekilmeler yaşanabilir.

Durgunluk dönemleri en az iki çeyrek boyunca devam eden sancılı dönemlerdir. Ancak bazı koşullara bağlı olarak daha uzun süreye de yayılabilir. Uzun süreli resesyonlar ekonomik krizlerle sonuçlanabilir.

Ülke ekonomisinin durgunluktan iki çeyrek sonunda çıkması V tipi, daha uzun süre sonra çıkması ise U tipi çıkış şeklinde tanımlanır. Eğer ülke ekonomisi resesyondan çıkarak yeniden küçülme yaşarsa bu durum W tipi veya çift dipli resesyon olarak adlandırılır. W tipi resesyondan çıkan ekonomilerde büyüme daha uzun soluklu seyreder.

Resesyon dönemlerinde borsada hisse senetlerine yatırım yapan yatırımcılar durgunluğun sona ermesi ve ekonominin canlanmasıyla birlikte avantajlı duruma geçebilir. Durgunluk dönemlerinde yatırımları resesyona uygun gerçekleştirmek ve ekonomik çıkışı beklemek en iyi hamledir.

Resesyonda Neye Yatırım Yapılır?

Durgunluk döneminde birçok yatırımcı yatırım yapmaya çekinir ve bu durumdan endişe duyar. Ancak resesyon gibi riskli görülen dönemlerde yapılan doğru yatırımlar yatırımcılara büyük getiriler sağlayabilir.

Resesyon sürecinde uzmanlardan yardım alarak defansif hisselere yönelmek veya profesyoneller tarafından yönetilen yatırım fonlarına, ETF’lere yatırım yapmak daha doğru hamleler olabilir. Hisse senedi yatırımlarında sektör bazında gıda, enerji, teknoloji ve sağlık gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketler seçilebilir. Defansif hisse senetlerine ek olarak altın ve tahviller de yatırımcılar için güvenli yatırım araçları arasında gösterilebilir.

Resesyon Belirtileri / Resesyon Nasıl Ortaya Çıkar?

Ülkenin büyüme oranlarını oluşturan raporların incelenmesi ve grafiksel verilerin takibi ile ekonomik durgunluğun boyutu ölçülebilir. Tüm önemli veriler bir araya getirildiğinde uzmanlar tarafından ülkede resesyon yaşanıp yaşanmadığına karar verilebilir.

Ülkede resesyona neden olan belirtiler ve durgunluğun ortaya çıkma sebepleri şu şekildedir:

  • Aşırı borçlanma
  • Yüksek enflasyon
  • Üretim faaliyetlerindeki düşüş
  • İşsizlik oranında gerçekleşen artış
  • Kişi başına düşen milli gelir oranının durağan seyretmesi veya düşük olması
  • Nüfus artış hızının ekonomik büyüme oranını geride bırakması
  • Ekonomik faaliyetlerde gözlemlenen durağanlaşma veya gerileme

Yukarıdaki durumların bir ülke ekonomisinde meydana gelmesi resesyon belirtileri olarak sayılabilir. Bu tip durumların gerçekleşmesi finansal işlemlerde riskli tabloların oluşması ve negatif değişimlerin yaşanmasına yol açabilir.

Resesyonun Etkileri ve Sonuçları / Resesyon Olursa Ne Olur?

Resesyon sürecinin başlangıcı ülke ekonomisini olumsuz anlamda etkileyecek bir döneme giriş yapıldığını gösterir. Bir ülkenin en az 6 ay negatif büyüme oranlarına sahip olması resesyon sürecinde olduğu anlamı taşır.

Resesyonda ekonomik faaliyetlerin durgunlaşmasına ek olarak ücretler düşer ve gelir dağılımında birtakım dengesizlikler gözlemlenebilir. İşsizliğin arttığı ve üretim seviyesinin düştüğü durgunluk döneminde şirketler de küçülme eğilimine girer.

Resesyonun en belirgin sonuçları şu şekildedir:

  • Üretimdeki düşüş, tüketimdeki düşüşten fazla hale gelir.
  • İthal ürünlerin fiyatında yükselme başlar.
  • Enflasyon baskısı nedeniyle var olan alım gücü düşme eğilimi gösterir.
  • Yükselen faiz oranlarının sonucunda borçlanma maliyetleri artar.
  • Yatırım ve tüketim harcamaları azalmaya başlar.
  • Ekonomiye dair genel bir karamsarlık havası oluşur.
  • Artan maliyetler ve düşük likidite sorunu nedeniyle reel sektör daralma eğilimine girer.

Resesyondan Korunma Yolları / Resesyon Nasıl Önlenebilir?

Resesyon dönemlerinden korunmak ve ülke ekonomisini durağanlık sürecinden uzak tutmak için hem bireysel hem de ülke bazında alınabilecek önlemler bulunur.

Ülke ekonomisi adına yapılacak en önemli hamlelerin başında istihdam artışı sağlamak gelir. Buna ek olarak enflasyonun yükselmesi ile mücadele etmek için yeni politikalar benimsemek, derin ekonomik kriz ihtimaline karşı planlamalar yapmak bu süreci daha hafif atlatmak adına faydalı olabilir. Söz konusu uygulamaları bir arada yürütmek ekonomide canlanmaya ve durgunluk etkilerini azaltmaya yardım edebilir.

Bireysel bazda ise bütçe planlamasına dikkat etmek önem taşır. Durgunluk dönemini en az zararla atlatmak için borç ve faiz oranlarına dikkat ederek hareket etmek, acil durum fonları ve birikimler oluşturmak negatif etkilerin azaltılmasına destek olur. Yapılan zorunlu harcamaları belirli bir plan çerçevesinde gerçekleştirmek, yatırım ve varlıkları sürekli kontrol ederek ilerlemek bireylere fayda sağlar. Yine bu dönemde mesleki gelişime önem vermek ve emeklilik yatırımları yapmak mantıklı olabilir.

Resesyonun Etkilerini Azaltma Yolları

Resesyonu önlemenin kesin bir yolu olmamakla birlikte ülkeler tarafından alınabilecek bazı önlemler neticesinde durgunluk dönemlerinin etkileri en aza indirilebilir.

Resesyonun etkilerini azaltmak için kullanılan başlıca yöntemlerden bazıları şunlardır:

  • Ekonomi ve maliye politikalarını resesyon dönemlerine uygun olarak düzenlemek ülkelerin ekonomik durgunluk dönemini en az hasarla atlatmasına fırsat tanır. Bu noktada kamu harcamaları ve sübvansiyonların artırılması, vergilerin düşürülmesi gibi politikalar hayata geçirilebilir. Bunun yanında ekonomik canlanma sağlamak için yatırımları teşvik eden hamleler yapmak da mümkündür.
  • Ülkede gerçekleştirilecek para politikalarında merkez bankaları önemli rol üstlenir. Merkez bankaları durgunluk dönemlerinde düşük enflasyon oranı yaratmak ve fiyat istikrarı sağlamak gibi amaçlarla hareket edebilir. Eğer düşük enflasyonla seyreden bir durgunluk dönemi söz konusu ise bu durumda faizleri düşürmek ve para emisyon oranını artırmak yapılması gereken hamlelerin başında gelir. Bu sayede şirketler ve bireyler, düşük maliyetlerle parasal kaynaklara erişme imkânı bulur.
  • Yapısal reformlar, ekonomik durgunluk dönemlerinde kalıcı çözümler geliştirme amacı taşır. Bu tür reformlar, ülke bazında değişiklik göstermekle birlikte genel ölçekte ihracat oranlarının artırılması, cari açık oranının düşürülmesi, ithalata ve dışa olan bağlılığın azaltılması gibi başlıklar ülkelere avantaj sağlayabilir. Bunun yanında dolaysız vergilere ağırlık verilmesi, enerji giderlerinin azaltılması adına tasarruf tedbirlerinin alınması ülkelerin yürürlüğe sokabileceği diğer yapısal reform seçeneklerini oluşturur.

Siz de resesyon gibi ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenilir yatırım araçlarını tercih edebilir, harcamalarınızı azaltarak ekonomik küçülmeye karşı önlemlerinizi alabilirsiniz.

Son Makaleler
Hesap Aç   0212 367 37 77
Bilgi Formu X
Bir hata oluştu, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz! Form iletilmiştir, teşekkürler.
Bilgi Formu